Sabun Nedir? - Sabunun ham maddesi nedir? - Sabun Nasıl Yapılır? - Sabun Çeşitleri Nelerdir?
Sabun, suyla birleştiğinde temizlemede kullanılan maddelerden kalıp ya da sıvı şekilde üretilen bir tuzdur.
Sabunun temizleyici etkisi, suyu çeken ince bir tabaka ile yağ parçacıklarını sarabilme yeteneğinden doğar.
Basit bir anlatımla sabun, bir asit ile (yağ asidi) bir bazın (alkali) reaksiyonu sonucunda oluşan tuza verilen addır. Her yağın içerdiği yağ asitleri değişik olup cilde yarar ve zararları da değişiktir. Yine her yağı sabunlaştırmak için gerekli alkali oranı da değişiktir. Bu oran çok dikkatli hesaplanmadığı takdirde ya sabunlaşma tam olarak gerçekleşmez, ya da sabunda kalan sabunlaşmamış alkali (serbest alkali), cildin tahriş olmasına yol açar. Eski çağlarda alkali olarak kullanılan sabun bazı(kostik) bulunmadığından, bazı ağaçların odunlarının külleri içersinden su geçirilerek alkali elde edilirdi. Bu şekilde elde edilen alkalinin derecesi hiçbir zaman aynı olmadığı için üretilen sabunların evsafları da birbirini tutmuyordu. Günümüzde bile pek çok sabun imalathanesinde sabun bazı,"ustaların" göz kararı ile kullanılmaktadır.
Sabun – sabun nedir?Yağlı maddeleri suda, ayırma yoluyla yok etme özelliğine sahip olduğundan, lekeler ve kirler sabunla giderilir. Bu işlem, sodyum hidroksit denilen alkali bir maddenin, hayvansal (eskiden keçi içyağı) veya bitkisel bir yağlı madde üzerindeki etkisinden elde edilir.
Atalarımız hiç sabun kullanmazlardı: onun yerine kül, kil veya bitki özleri kullanırlardı. İlkçağ’da artık iyice bilinen sabun, ancak 1850′den itibaren sanayide büyük ölçüde üretilmeğe başladı ve gerçek anlamıyla kullanılabilir oldu.
Piyasada kalıp dediğimiz küçük parçalar halinde sunulan tuvalet sabunlarından başka, ev işlerinde kullanılmak üzere beyaz veya yeşil sabun; geniş yüzeyleri temizlemek üzere Arap sabunu; nazik çamaşırların yıkanmasında kullanılan toz deterjanlar ve onlara oranla daha yumuşak toz sabun da vardır. Son yenilik: yoğunluğu suyun yoğunluğundan az olan yüzer sabundur. Dolayısıyla, bu sabunu, banyoya düştüğü zaman yitirmek tehlikesi yoktur.
Sabun, temizlemede kullanılan maddelerden bir kısmına verilen genel ad. Sabunun temizleyici etkisi, suyu çeken ince bir tabaka ile yağ parçacıklarını sarabilme yeteneğinden doğar.
Evlerde kullanılan sabunlar, doğada bulunan bitkisel ve hayvani yağlardan elde edilen yağ asitlerinin tuzlarıdır. Serbest halde bulunan karboksilli asitlerden de çeşitli sabunlar yapılabilir. Sentetik temizleme maddelerinin kullanıldığı 1930 senesinden itibaren aynı manada kullanılan sabun ve deterjan kavramları birbirinden ayrılmıştır.
Sabunun tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Pompei’deki lav örtüsü altında kalan toprakta sabun kalıpları bulunmuştur. Modern sabun imali, 19. yüzyılda Fransız kimyageri, Eugène Chevreul’ün sabunun bir yağ asidi tuzu olduğunu göstermesinden sonra gelişmiştir.
Sabun, temizleme maksadı yanında kozmetik, losyon, krem, sprey, ilaç yapımında kullanılır. Endüstride boya, plastik döküm, metal çekme işlerinde, sentetik kauçuk ve plastiklerin birçok türünün imalatında, su geçirmez tekstil üretiminde, metallerin paslanmasını önleyici yardımcı malzeme olarak birçok alanda kullanılır.
Sabunun Tarihi
Evlerde kullanılan sabunlar, doğada bulunan bitkisel ve hayvani yağlardan elde edilen yağ asitlerinin tuzlarıdır. Serbest halde bulunan karboksilli asitlerden de çeşitli sabunlar yapılabilir. Sentetik temizleme maddelerinin kullanıldığı 1930 yılından itibaren aynı manada kullanılan sabun ve deterjan kavramları birbirinden ayrılmıştır.
Sabunun tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Pompei'deki lav örtüsü altında kalan toprakta sabun kalıpları bulunmuştur. Modern sabun imali, 19. yüzyılda Fransız kimyageri, Eugène Chevreul'ün sabunun bir yağ asidi tuzu olduğunu göstermesinden sonra gelişmiştir.
Tarihte, sabunlar genellikle sodyum, soda küllerinin ya da potasyum ve tuzlarının ve yağlı asitlerinin kül suyuyla sabunlaşma tepkimesine girmesi sonucu elde edilirlerdi. Temeldeki yağların hidrolizi gliserol ve rafine sabunu oluşturur.
Sabun, temizleme amacı yanında kozmetik, losyon, krem, sprey, ilaç yapımında kullanılır. Endüstride boya, plastik döküm, metal çekme işlerinde, sentetik kauçuk ve plastiklerin birçok türünün imalatında, su geçirmez tekstil üretiminde, metallerin paslanmasını önleyici yardımcı malzeme olarak birçok alanda kullanılmaktadır.
Sabunun en büyük olumsuzluğu sert sularda zor köpürmesidir. Köpürme faaliyeti olmayınca sabun etkisini yitirir.Bunun nedeni ise sert suda bulunan magnezyum ve kalsiyum ile sabunun etkileşmesidir.
Sabun 2. Dünya Savaşı sonrasına kadar kazan kaynatma yöntemi ile yapılırdı. Ülkemizin bazı kesimlerinde hala uygulanmakta olan bu yöntemde yağlar bir tuz yatağının üzerinde kaynatılır ve suda çözülmüş sodyum ya da potasyum hidroksit eklenerek sabunlaşma reaksiyonu elde edilir.
Bu yöntem ülkemizin kırsal kesimlerinde, evde kullanılmış yağları, zeytin, pamuk gibi endüstriyel yağ bitkilerinin posalarında kalan ve çoğunlukla kimyasal yöntemlerle çıkarılan yağları sabuna çevirerek değerlendirme amacı ile kullanılmaktadır. Çoğunlukla dededen kalma formüller ve uygulamalarla gerçekleştirilen bu yöntem sonucu elde edilen sabun, çamaşır sabunu olarak kullanılır. Vücut temizliği için pek elverişli değildir.
Kontrollü ve güvenli sabun yapımı için devamlı laboratuar denetimi ve mekanik sabunlaştırıcılar gereklidir. Yüksek kapasiteli sabun üretiminde bu işlemler bir üretim bandı şeklindedir.
Önce yağlar gerekli dozda alkali eklenerek, gerekli ısı altında uzun süre karıştırılırlar ve sabunlaşma reaksiyonu tam olarak gerçekleştirilir. Yüksek kapasiteli işletmelerde bu safhadan sonra sabunun gliserini kimyasal olarak ayrıştırılır ve bir yan ürün olarak değerlendirilir. Gliserini alınmış sabun vakumlu sprey yöntemi ile kurutulur ve granül haline getirilir. Sabunun su oranı yapılacak sabun kalıbının özelliklerine göre belirlenir.
Bundan sonraki aşamalarda sabun granülleri amalgamator (birleştirici, karıştırıcı) adı verilen bir karıştırıcıda boya, koku ve diğer istenen malzeme ile karıştırılıp, merdaneli preslerde ve extruzyon (sıkıştırma) preslerinde sıkıştırılarak iyice kıvamına getirilir. En sonunda da kalıplar halinde kesilip damgalanır ve paket edilir.
SOĞUK SABUN YAPIMI YÖNTEMİ (Cold Process)
Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, genellikle ev hanımları tarafından benimsenen bu sabun yapım yönetimi, mutfak gereçleri ile ev ortamında küçük çapta sabun üretimine imkân tanımaktadır.
Bu yöntemle sabun yapabilmek için gerekli araç ve gereç, bir el mikseri, geniş bir paslanmaz çelik tencere ve kalıp olarak kullanılabilecek herhangi bir kaptan ibarettir.
Bu yöntemle küçük miktarlarda olmak şartı ile çamaşır sabunu kalitesinde sabun üretilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken konular, sabundaki su ve kostik oranı, homojen bir karışım ve sabunlaşma reaksiyonunun tamamlanması için gerekli olan bekleme süresidir. Bu bekleme süresi oldukça uzun olmalıdır. Bu yöntemle yapılan sabunlar rafine edilmedikleri ve serbest kostikten arındırılmadıkları için cilt temizliğinde kullanılmazlar.
Sabunun Özellikleri
Sabun yüzey aktif bir maddedir. Su veya organik maddelerde çözündüğü vakit bu sıvıların yüzey gerilmelerini azaltır ve sıvı içerisindeki maddeleri yüzer vaziyete getirir. Mesela sabunlu suyla eller yıkandığında, kirler sabun molekülleri etkisiyle gevşer ve su içinde yüzmeye başlar, akan su ise bu kirleri elden uzaklaştırır. Magnezyum ve kalsiyum tuzları yönünden zengin olan sert sularla yapılan yıkanmalarda sabunun asit kökü bu iyonlarla çözünmeyen tuzlar meydana getirerek çöker. Sudaki sertliğe sebep olan iyonların hepsinin bu şekilde çöktürülmesinden sonra köpük dolayısıyla temizleme işlemi başlamış olur.
Sabun kullanılma amacına göre imal edilir. Genel olarak suda çözünebilen ve çözünmeyen olmak üzere iki sabun cinsi vardır. Suda çözünebilenler, yağ asitlerinin sodyum veya potasyum tuzudurlar. Bunlar genel temizlik maksadıyla kullanılırlar. Suda çözünmeyen sabunlara sert sabun denir ki, bunlar alüminyum, kalsiyum, magnezyum, baryum, lityum, çinko, kurşun, kobalt ve bakır gibi katyonları ihtiva eden yağ asidi tuzlarıdır. Suda çözünmediği halde, organik sıvıların içinde çözünebilirler. Sabun, yağlama, organik jelatin vasıtası, organik reaksiyon katalizörü ve vinil plastiklerinin dengeye getirilmesinde kullanılır.
Sabunun Bileşimi
Sabun yapımında kullanılan monokarboksilli asitlerden en önemlileri, doğada serbest olarak bulunan 12, 14, 16 veya 18 karbon atomu ihtiva eden yağ asitleridir. Bu yağ asitleri, yağlarda gliserinleştirilmiş olarak bulunur. Sabun yapımında en çok kullanılan yağ cinsleri hayvanlardan elde edilen iç yağlar, pamuk yağı, hidrojenlenmiş bitki yağları, balık yağı vs.’dir. İç yağlar, hidrojenlenmiş yağlar ve balina yağından yapılan sabunlar katı ve suya dayanıklıdır. Hindistancevizi yağı ihtiva eden yağlardan yapılan sabunlar suda kolay çözünür ve bol köpük yapar. Sodyum stearat oldukça sert sabun olup, küçük köpüklüdür. Köpükleri de oldukça kararlıdır. Traş sabunları bu türdendir. Köpüklerin küçük ve sık olması sakalları bir arada tutarak traşın kolay olmasını sağlar. Suda çözünebilirliğini arttırmak için, sodyum stearata potasyum stearat da ilave edilir. Sert sodyum stearat sabunu, 60-100 derece arasında sıcak suda iyi temizleyicidir. Sodyum stearat kozmetik, krem, losyon ve buna benzer maksatlarla da kullanılır. Suda kolay çözünebilen ve düşük su sıcaklıklarında da temizleme gücü büyük olan ve mayi sabun olarak bilinen yumuşak sabun yağ asitlerinin tuzudur.
Sabun Çeşitleri Nelerdir
Piyasalarda pek çok sabun çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan en fazla bilinenleri, fabrikasyon sabunlardır. Değişik marka, şekil, renk, koku ve ambalaj çeşitleri ile piyasaya sürülen bu sabunlar, içerdikleri kimyasallar, boya ve suni maddeler nedeniyle batılı ülkelerde "deterjan" olarak da adlandırılmaktadırlar. Sadece temizlik amaçlı olup cilde hiçbir faydaları bulunmamaktadır. Dahası, yabancı kaynaklarda belirtildiğine göre deri ve kılcal damarlar yolu ile dolaşım sistemine dahil olan bu maddeler, uzun vadede insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle sağlık bilinci gelişmiş ülkelerde sabunların da doğal olanlarına karşı büyük bir talep patlaması gözlenmektedir. Daha çok küçük ölçekli yerel imalathanelerde 5-15 tonluk kazanlarda kaynatılarak üretilen, hatta bazıları doğal sabun, defne sabunu, zeytinyağı sabunu vs. adlar altında satışa sunulan sabunlarda ise ucuz olmaları açısından zeytinin yağı çıkarıldıktan sonra kalan posasından elde edilen pirina yağı, hayvansal yağlar (don yağı), atık yağlar ve benzeri düşük kaliteli yağlar kullanılmaktadır. Defne ve diğer yararlı yağlar ise %3-5 gibi çok düşük oranlarda kullanılmaktadır. Ayrıca kaynatılarak elde edilen bu sabunların göreceli olarak daha kaliteli yağ kullanılanlarında bile, ısıdan dolayı yağların bütün olumlu özellikleri kaybolmaktadır.
Kaynama sonucunda dibe çöken gliserin ile karışık bir sıvı ya atılmakta, ya da gliserin ayrıştırılarak kozmetik firmalarına satılmaktadır. Sabunun sertliğini sağlamak üzere ya kostik oranı fazla tutulmakta ve/veya hayvansal yağlar ilave edilmektedir. Fazla kostik serbest alkali olarak cildi tahriş etmeye, hayvansal yağlar ise derideki gözenekleri tıkamaya yol açmaktadır. Yine piyasada “gliserinli sabun” adı altında satılan şeffaf sabunlarda ilave edilen gliserinin yanı sıra alkol, şeker, ısı, basınç gibi teknikler uygulanmaktadır. Ayrıca suni koku ve renklendiriciler, alkol ile birlikte cildin kurumasına yol açabilmektedir. Bazı şeffaf gliserin sabunlarında ise Propylene Glycol (Antifriz) ve Diethanolamine (DEA) maddeleri kullanılmaktadır. Bütün bu sabun çeşitleri, "sıcak işlem" adı verilen kaynama sıcaklıklarında üretilmektedir. Bu ise yağların yararlı özelliklerinin kaybolmasına ve sabunun gliserinden yoksun olmasına yol açmaktadır.
SERT SABUN ( SODYUM SABUNU )
Mutfak sabunu ( Marslya ) sabunu ilk başlarda % 62 yağ asidi içermekteydi. Kullanım alanlarında ( ev işleri, tuvalet ) yapay deterjanların kuvvetli rekabetiyle karşılaşınca, üretimi iyileştirildi.Kehribar renginde yada yarı saydam halde olan bu tür sabun yaklaşık % 62 yağ asidi içermekteydi. Buharla ısıtılan kazanlarda yada teknelerde düşük nitelikli sıvı yağların ( zeytin, kolza, yerfıstığı ) sodyum klorürlü ortamdaki alkali çözeltiye etkisiyle hazırlanır .
TUVALET SABUNU
Hemen hemen içinde hiçsu bulunmayan son derece homojen bir hamur elde edilebilecek biçimdeki enyüksek nitelikli yağlı cisimlerden hareketle hazırlanır. Bu sabuna boyar maddeler, kokular, bakteri öldürücü etkenler ( deodoran sabunlar ) Ve deriyi yumuşatıcı maddeler ( zeytinyağı, süt, lanolin, vb. ) katılır.
TRAŞ SABUNU
Kalıplaşmış ve sıkıştırılmış sabunlardır .
PAYET SABUNLAR ( PULCUKLU ) SABUN YADA TALAŞ SABUNU
Öncelikle aynı yapıda olan bu sabun, değişik biçimde bulunur ; % 78′ i yağ asidinden oluşmuştur ve ılık ya da soğuk suda hemen çözünür : Bu nedenle hassas dokumaların yıkanmasında kullanılır. Talaş sabununda % 73 yağ asidi vardır. Özellikle toz deterjanlarla birlikte çamaşır makinelerinde kullanılır.
POTASYUM SABUN ( YUMUŞAK SABUN )
Arap sabunuda denen bu sabun ev işlerinde ya da sanayide kullanılır. Arap sabunu üretiminde kullanılan sıvı yağlar, keten, kenevir, karanfil ve balıktan çıkarılan yağlardır. Bazlı çözelti, bir potas çözeltisidir. Zayıf bir çözelti, sonra da sabunlaşacak sıvı yağ konur ve kütle kaynama noktasına yakın ısıtılır ve karıştırılırEn sonunda kostik çözelti eklenir. Yüzeyde köpük kalmayınca ve kaynama düzenli bir hale gelirce, pişme tamamlanır. Ayrıca, tatlı badem yağından hareketle bademyağı sabunu, sodyum silikat içeren sert bir sabun olan silikatli sabun, % 10 – 15 sert sabun, kum, çakıl taşı ya da toz haldeki sünger taşı karışımı olan mineral sabun gibi başka sabunlarda üretilir .
ÇÖZÜCÜ SABUN
Bileşimine yağları ve yağlı maddeleri çözebilen aseton, butil alkol, heksalin, izopropil alkol, benzen, kloroform, karbon tetraklorür, klisen, terebentin, toluen, trikoloetilin ve kimi petrol türevlerinin katıldığı sabun ; yağlı ve çok kirli maddelerin yıkanmasında kullanılır, kireçli sulara karşı dayanıklıdır. Cildi uyarmak, yumuşatmak vebeslemek amacıyla kullanılan tuvalet sabunu ( Bu ürünler aşırı yağlı sabunlar, aşırı yağlı madde oranı % 1 – 3 arasında değişir . )
Diğer sabun çeşitleri ise şunlardır.
METAL SABUN
Genellikle ağır metallerden her hangi birinin çözünen bir tuz ile alkali bir sabunun tepkimesinden oluşan sabun
PUL SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlerinin oranı en az % 78 olan, küçük yada iri parçalı, ince ve düzgün pulcuklardan oluşan sabun
AYDAM SABUN
Homojenliğini koruması, eloktrelitlere karşı duyarsız hale getirilmesi için, yapısına şeker, gliserin ya da bir alkol katılan sabun
SIVI SABUN
Bilesiminde % 36 oranında hindistan cevizi yağından elde edilmiş potasyum sabunu bulunan sulu çözeltiye denir.
TIBBİ SABUN
Badem yada çekirdek yağının sodyum hidroksit çözeltisiyle sabunlaşması sırasında ilk aşamada elde edilen sabun : bu sabunlar kir çıkartmaktan çok dezenfektan olarak kullanırlar.
TOZ SABUN
Yağ asitleri ile reçine asitlari oranı en az % 82 olan toz halinde sert sabun ( Toz sabunlar çamaşır için özel hazırlanır.
YÜZER SABUN : Yoğunluğunu suyun yoğunluğunun altına düşürmek için karıştırma yoluyla içine hava katılan sabun
YARI PİŞMİŞ SABUN : Kısmi bir tuzlama yapılsın yada yapılmasın sıcakta hamurlaştırma işlemiyle elde edilen sabun
SOĞUK ÜRETİM SABUNU : Sıvı durumda katılın dolgu maddeleriyle alkali kostik çözeltinin ısı veren tepkimesi sonunda elde edilen sabun.
PONZA SABUNU : Bu sabunun diğer ismi ise mineral sabundur. Bileşimine ponza taşı katılan bir sabundur .
SABUNUN ÜRETİMİ
Sabun ilk olarak içyağı, yer fıstığı yağı, palmiye özü yağı, hindistan cevizi yağı, zeytinyağı vb. gibi yağlı maddelerden lede edilen yağ asitleri ile sodyum tuzlarının tepkimesinden oluşur. Yağlı madde karışımının seçimi, yerel ekonomik koşullara ve üründe bulunması istenen ( kir sökme, köpürme ve yüzey ıslatma, yumuşaklık verme vb. ) göre yapılır. Klasik sabun üretimi yada tam deyimle Marsilya yöntemi, şu dört evreden oluşur : sabunlaşma, yıkama, pişim, sıvılaştırma. Sabunlaşma evresi sodyum hidroksitle kimyasal bir tepkimenin gerçekleştrilmesine dayanır ; Yıkama aşamasında sabun üretiminin önemli bir yan ürünü olan gliserol ayrılır ve sabun tek başına elde edilir ; Pişim sabunlaşmayı sağlar ; Sıvılaştırmaysa sabunun daha sonra kolayca kullanılabileceği fiziksel bir biçime sokulması işlemidir. Sabuncu ustasının uzun bir çıraklık dönemi boyunca görgü yoluyla öğrenerek uyguladığı bu farklı aşamalardaki kimyasal tepkimeler, yapılan araştırmalarla anlaşılmış, dolayısıyla bunların denetim altına alınması sağlanmıştır. Günümüzde bu sürecin tamamı çok iyi bilinmektedir; bu dört evrenin genellikle otomatik ve en iyi biçimde kesintisiz olarak uygulanması, modern sabunculuğun temelini oluşturur. Bu aşamalardan sonra sıvı sabun, tüketicilerin kullandığı parça sabunları dönüştürülür. Bitirme denen bu son aşama kurutma, yoğurma, kalıplama, kesme, markalama ve nihayet ambalajlama işlemlerini kapsar. yoğurma sırasında sabuna kendi özelliklerini ürüne aktaran dolgu maddeleri, talk pudrası, parfümler, boyar maddeler, alı koyucular, deodoranlar vb. gibi katkı ürünleri ilave edilir.Bumaddelerin türleri ve miktarları, elde edilen ürünün kullanım amacına ( el sabunu, tuvalet sabunu bakteri öldürücü sabun vb. ) göre değişir. Son yıllarda çamaşır makinelerinde kullanılmak üzere özel toz sabunlar geliştirilmişti .
Karmaşık formüllü bu tür sabunlar, patent hakları ile koruma altına alınmışlardır. Bu ürünlerin bileşiminde sabunun yanı sıra ayrıca, sudaki kireç taşıyla oluşan kireçli sabunları dağıtan etkenlerle çamaşırın sertleşmesine yol açan bu kireçli sabunların çamaşır üzerine çökmesini önleyen etkenler bulunur.Günümüzde petrol türevleriden elde edilen klasik deterjanlarla bu yeni toz sabunlar arasında yoğun bir rekabet sürmaktedir.
Türkiye’ de, sabun üretimi oldukça eski tarihlere dayanmakta, resmi kayıtlara göre XIX. yuzyıl başlarında Antakya’ da taş kazanlarda sabun yapıldığı bilinmektedir.Günümüzde ise, birkaç büyük tesis dışında sabun üretimi, çok dağanık ve küçük kapasiteli imalathanelerde yapılmaktadır. Öte yandan sabun’ un önemli hammaddelerinden sudkostik ve donyağının büyük bir bölümü yurt dışından sağlanmaktadır. 1992 yılında, Türkiye sabun üretimi 160.000 ton, yurtiçi talep 100.000 ton olmuş, sabun dış satımı 60.000 ton, dışalımı ise 2.000 ton olarak gerçekleşmiştir.
SABUN NASIL ÜRETİLİR?
Sabunun ana maddesi NaOH, yani sodyum hidroksittir. Nasıl yapıldığına ilişkin bilgi aşağıdadır:
A. MALZEMELER:
1. En ucuzundan zeytinyağı
2. Su
3. Sud kostik (NaOH, yani sodyum hidroksit)
4. Termometre
5. Sabun kalıpları
6. Çelik tencere (6 litrelik)
7. Bir su bardağı (ölçek olarak)
8. Tahta yemek kaşığı ve mikser (Dikkat: blender değil!, mikser).
B. YAPIM:
1. Çelik tencereye 6 bardak su koyun. İçine yavaş yavaş 1 bardak NaOH'ı karıştırarak ekleyin. (Çok dikkat edin, hepsini bir kerede döküvermeyin.) Bu karışım exotermik reaksiyonla kendi kendine ısınıverir. Bunun 40°C’ye düşmesini bekleyin.
2. 3 bardak zeytinyağını ayrı bir kapta 40°C’de ısıtın.
3. Kostik 40°C’ye düşünce, 40°C’deki yağı yavaş yavaş tahta kaşıkla karıştırarak çelik tenceredeki kostiğe dökün. Kaşığı bırakın, mikserle minimum 10 dakika düşük devirle karıştırın. Etrafa sıçratmamaya büyük özen gösterin. Özellikle gözünüze ve cildinize temas etmesin. Temas ederse bol suyla yıkayın. 10 dakika sonra bırakın; bundan sonra her 5-10 dakikada bir mikserle 1-2 dakika süreyle yine karıştırın.
4. Bu aralıklı karıştırma işine, karışım koyu boza veya muhallebi kıvamına gelene kadar devam edin. Kaşıkla yardığınız zaman kaşık izi kalıyorsa olmuş demektir. Bu karıştırma işlemleri sırasında 40°C’yi muhafaza etmeniz gerek. Termometre ile kontrol edin. 3-5 derecelik sıcaklık farkları işi bozmaz.
5. Çelik tencereyi bir battaniyeye sarın (tıpkı yoğurt mayalar gibi) ve 24 saat bekletin. Bu sürede açıp bakmayın ne oluyor diye.
6. 24 saat sonra çıkarın, kalıplara dökün. Kalıplarda 2-3 gün bekletin.
7. Sabunları kalıptan çıkarın, havalanacak şekilde bir tel ızgara üstünde 2 ay bekletin. Üstü beyaz toz yapabilir, meraklanmayın; bu sodadır, fırçalayınca gider.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
· Arap sabunu dediğimiz jel sabun isterseniz NaOH yerine KOH, yani potasyum hidroksit kullanabilirsiniz. Jel sabun için kalıba gerek yoktur.
· Kalıplara döktükten sonra bütün kapları sabunlu sıcak suyla yıkayın.
· Kalıp için en pratik yol şu: Yarım metre boyunda 70 veya 100 mm çapında bir atık su borusunun bir ucunu kapayarak sabunu buna dökün. 2-3 gün sonra sabunu borunun bir ucundan itince öbür taraftan çıkar. Bunu istediğiniz kalınlıkta dilimleyebilirsiniz.
Sabun Yapımı
Katı sabunlar için; NaOH (Sodyum hidroksit) veya piyasa ismi ile kostik kullanılır.
Sıvı sabunlar için: KOH (Potasyum hidroksit) (potas kostikte denir) kullanılır.
Sabun yapımında kullanılan yağlar nelerdir ?
Bitkisel yağlar; Zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, palm yağı, defne yağı vb… (benim tercihim bitkisel yağlardan yanadır. Hayvansal kökenli yağların kaynağını bilmek çok zordur.)
Hayvansal yağlar; çeşitli hayvansal kökenli yağlar, kuyruk yağları, vücut içi yağlar vb.. (sabun kalitesi yüksek olur ama şahsen tercih etmiyorum)
Doğal Sabun Nedir ?
Doğal sabun dediğimizde, bitkisel veya hayvansal yağların sodyum hidroksit (NaOH) veya potasyum hidroksit (KOH) ile tepkimeye sokulma işlemini anlayabiliriz. Doğal sabunların pH’ları 9-10 aralığındadır. Nötr doğal sabun teoride yapılabilir ama henüz belirli bir yönteme rastlamadım.
Piyasada bu yöntemle yapılan bir çok sabun bulunmaktadır. Bu sabunların ortak noktası; şekilleri 4×4 lük değildir, kokuları her zaman albenili değildir, renkleri değişkenlik gösterebilir.
Piyasada doğal denilerek satılan ve doğal olmayan bir çok sabun çeşidi de satılmaktadır. Bunların ortak noktaları; pürüzsüz şekilleri vardır, renk ve kokuları çok güzeldir.
Bu sabunları kesinlikle tercih etmeyin derim, bir çoğu sabun bazı denilen bazlarla veya sabun granüllerinden yapılmaktadır. Sabunun bazı, eğer Türkiye içinden tedarik ediliyorsa sorun yoktur. Türkiye dışından ise içeriğini bilemezsiniz. Muhtemelen hayvansal kökenli yağlardan elde edilmiştir.
El yapımı olan bu tür sabunlarda vardır, bunlar eriyebilen sabun bazlarından yapılmaktadır. Eriyebilen sabun bazlarının genel olarak menşei ÇİN’dir.
Sonuç olarak görseli, kokusu, rengi ne kadar güzelse o kadar doğallıktan uzaktır. Örnek kapalıçarşıda gördüğümüz rengarenk sabunlar buna bir örnektir.
Doğal Sabunlarda Doğru Bilinen Yanlışlar
Katkısız zeytinyağlı doğal sabunun rengi kremsi beyazdır. Zeytinyağlı sabun dediğimizde akla yeşil sabun gelmektedir, bu yanlıştır.
Doğal bitkisel sabunların köpürmesi, hayvansal yağlardan yapılan ve sentetik katkı içeren sabunlardan daha az olur. Yoğun bol köpük veren sabunlarda katkı olma ihtimali yüksektir.
Doğal bitkisel sabunların genel olarak renkleri kremsi beyazdır, renklendirmek için gıda boyaları vs. kullanılmaktadır. Bazı sabunların renkleri yağlardan gelmektedir. Örnek; ardıç katranı sabununun doğal rengi siyaha yakın kahverengidir.
Doğal bitkisel sabunlar genellikle kokusuzdur diyebiliriz veya sabuna özgü kokusu vardır. Güzel kokulu sabunlarda esanslar kullanılmaktadır.
Doğal bitkisel sabunlar direk kalıplanıyorsa zamanla şeklinde büzülmeler vs. ortaya çıkar. Tam marketlerde gördüğümüz sabunlar gibi aynı formunu sürekli korumaz.
Doğal sabunlar nötr veya asidik olmaz her zaman alkalidir. Ph aralığı 9-10 arasındadır.
Her doğal sabun veya köylerde yapılan sabunlar iyidir diyemeyiz. Kostiğin fazlası zararlıdır, iyi hesaplayıp ona göre sabunu yapmak gerekir. Kostik kalıntısı mümkün olduğunca bırakmamalıyız.
Yüzde yüz zeytinyağı sabununun kalitesi iyi olmayabilir. Her yağın kendi karakteristik özelliği vardır ve bu yüzden sabuna kattığı özellikler var. Tek başına zeytinyağı kullanılan sabun bazı yönlerden zayıf olacaktır. Sabunu zenginleştirmek adına çeşitli yağları aynı sabunda kullanmamız gerekir.
Şeffaf doğal sabunlar, içeriğine gliserin ve bir kaç katkı eklenen eklenen sabunlardır. Piyasada daha çok baz olarak alınıp kalıplara dökülerek yapılırlar. Bazın menşeini iyi bilmek gerekir. Doğal bitkisel baz diye tamamen sentetik veya hayvansal katkılı baz alınıyor olabilir.
Doğal sabunların faydaları nelerdir?
Gözlemlerin sonucu elde ettiğim sonuçlara değinmek istiyorum.
Doğal sabunların yağ çözme gücü yüksektir. Bu yüzden vücut kirlerini temizlemede çok verimlidir.
Doğal sabunlar derinin asidik yapısını temizlediği için, vücut kısa bir süre sonra kendi doğal pH’ını yeniden düzenler.
Vücudun doğal nem dengesini korur. Bir çok insan sabunu kurutuyor diye kullanmaz, tamamen yanlış bir görüştür. Sabunla yıkanılan cilt kısa bir süre sonra kendi nem dengesini yeniden kuracaktır. Aksine nemlendirici olarak satılan ürünler vücudun doğal dengesini bozup, kendilerine bağımlı bir hale getirirler.
Bilinen hiç bir yan etkisi yoktur. Herhangi bir katkı maddesi, koruyucu vs. içermezler. Temizlik maddelerinin bir çoğu halen incelenmekte ve yeni bilgiler ışıında bir çoklarına yasaklar gelmektedir. Bu bile başlı başına doğal ürünlere yönelmemize etkendir.
Çeşitli yağlar ile vücut tipine uygun sabunlar yapmak basittir.
Çeşitli deri hastalıkları için tedavi edici olabilir. Bazı sabun türlerinin, kimi deri hastalıkları için tedavi edici olduğu bilinmektedir.
Düzenli kullanımlarda saçlarda canlılık, gürleşme ve sağlık görülür.
Kül suyu ile sabun nasıl yapılır
Sabun genel olarak bitkisel ya da hayvansal yağlardan üretilir. Üretimde genellikle sıcak presleme ya da ektraktion yöntemiyele elde edilen değersiz yağlar kullanılmaktadır. Sabun üretimde kullanılan yağların başında bitkisel yağlar gelmektedir, bunlar hindsitan cevizi yağı, palm çekirdeği yağı, defne yağı, zeytin yağı, ayçiçeği yağı, mısır yağı, soya fasülyesi yağı ve hayvansal iç yağ olan donyağı, domuz yağı, ya da kemiklerden elde edilen yağlar kullanılmaktadır.
Üretim esnasında yukarıda bahsi geçen yağların yanı sıra bir baz olan, sodyum hydoksit (NaOH) ya da potasyum hydroksit (KOH) kullanılmaktadır. Yağlar bu bazların içinde kaynatırlır ve sabunlaşma işlemi başlatılmış olunur. Bu yönteme edilen kimyada sabunlaşma tepkimeleri denilir. Eskiden bazlar yerine Soda ya da Potas kulanılmaktaydı ve sabun üretimi genel itibarıyla büyük kazanlarda yapılılırdı. Artan nüfus ve paralelinde talebin artmasıysa fabrikatsiyon üretimine geçilmiştir. Ama hala günümüzde eski yöntemlerle üretim yapan küçük işletmeler bulunmaktadır.
Genel itibarıya sabun üretimi iki farklı yöntemle yapılmaktadır. Bunlar kaynatma yöntemi ve soğuk yöntemidir.
Kaynatma yöntemi Zeytin yağlı sabun
Bu yöntemde ilk olarak bir kazana üretilmek istenilen sabun miktarı kadarınca yağ koyulur. Tabi burada kullanılan yağın cinsi üretilmek istenen sabuna bağlıdır. Eğer üretilmek istenilen Zeytinyağlı sabun ise kazana zeytin yağı koyulur. Daha sonra bu yağın üzerine yeterli miktarda bir alkali kimyasal olan sodyum hidroksit ya da potasyum hidroksit dökülür ve kazan ısıtılmaya başlanılır.Isıtma işlemi esnasında en önemli şey karışımın sürekli karıştırılmasıdır. Sabunlaşma işlemi sırasında sabun çözeltiden ayrılır ve ortamın ısısından dolayı yarı sıvı halinde çözeltinin yüzeyine çıkar. Burada elde edilen kıvamlı ve henüz sertleşmemiş sabun kalıplara dökülür. Kalıplardaki sertleşen sabun daha sonra kesilerek kullanıma hazır hale getirilir. Bu işlemden sonra yapısında kalmış suyun ve alkali artıkların buharlaşması için birkaç hafta kurutulmaya bırakılır.
Soğuk yöntemRenkli el sabunları
Bir başka sabun üretilme yöntemde soğuk yöntemdir. İsminden de anlaşılacağı üzere bu işlem esnasında sabun tamamen oda sıcaklığında yapılmaktadır ve böylelikle kaynatma yönteminde olduğu gibi sabunlaşma işlemi sırasında kaynatmaya gerek kalmamaktadır. Bu işlem de yağın bir kaba dökülmesiyle başlar. Daha sonra yağa yeteri miktarınca alkali bir madde olan sodyum hidroksit ya da potasyum hidroksit eklenir ve karşımın tamamı emülsifiye oluncaya kadar sürekli karıştırılır. Emülsifikasyonun tamamlanıp tamamlanmadığını karışımın yoğunluğundan anlayabiliriz. Muhallebi kıvamına gelmiş olan çözeltinin emülsifikasyon işlemi tamamlanmış demektir. Eğer kokulu sabun yapılacaksa kalıplara dökme işlemi öncesinde istenilen koku eklenip ve iyice karıştırılır.Daha sonra henüz koyu kıvamlı sabun kalıplara dökülüp 12-46 saat oda sıcaklığında beklemeye bırakılır ki sabunlaşma işlemi tamamlansın. Bu işlemden sonra kullanma alanlarına göre kesim işlemine geçilir. Yalnız bu yöntemle üretilen sabunun kullanmasından önce yaklaşık 2-5 hafta arısında kurutulmaya bırakılır ki yapısında kalmış olan su ve alkali artıkları buharlaşsın.[2]
Bu yöntem genellikle küçük ölçülerdeki üretim içince özellikle ev yapımı sabunlar için kullanılan bir yöntemdir.
Sabunun yapısı ve yıkama esnasındaki etkisi
Sabunun Yapısını Gösteren Çeşitli Görselleştirmeler.
1'ile işaretlenen hidrofobik kısımdır. 2'ile işaretlenen hidrofili kısımdır.
Mavi kısım = hidrofobik, Siyah kısm = hidrofili kısım
Sabunun Kimyasal Formülü
Mavi kutucuk = hidrofobik kısım, siyah kutucuk = hidrofili kısım
Kir tabakasının misellerin yardımıyla sökülüp atılmasını gösteren bir şema.(Kahve rengli olan kısım yağ ya da katı bir kir tabakasıdır.)
Sabunlar çeşitli uzunluktaki yağ asitlerinin alkali tuzlarından oluşurlar ve yüzey aktif maddeler grubuna aittirler. Eğer tam olarak sınıflandıracak olursak sabunlar yüzey aktif maddelerini anyonik kısmına girerler. Sabunlar sahip oldukları temizleme özelliğini yapılarında barındıkları ve uzun bir zincirden oluşan hidrofobi özelliğine sahip hidrokarbon zincirine ve hidrofili özelliği olan karboksilat gurubuna borçludurlar. Sabun suda tam çözülmez bilakis misel denen yapılar oluştururlar. Saf suda miseller çok küçük türler ve bu yüzden görünmezler. Temiz suda oluşan misel damlacıklarının iç kısımlarında kutuplaşmamış hidrokarbon zinciri bulunurken dış tarafında suyla temas eden yüzeyinde ise kutuplaşmış kısmı bulunur. Bu yapılarından dolayı misellerin büzüşmesi engellenmiş olur.[1]
Sabunlar suyun yüzey gerilimini indirirler. Çünkü miseller genel itibarıyla su yüzeyine yerleşirler. Misellerin bu özelliğiyle su daha aktif bir şekilde yüzeylerle etkileşime girmesini sağlanmış olur.
Yağın sökülüp atılması sabunların en büyük temizleme etkisidir. Sabunun uzun zincirli hidrokarbon kısmı küçük damlacıklar halinde hafif bir şekilde çözülür. Kutuplaşmış kısmı ise yağ lekesini etrafındaki suyu uzaklaştırır. Böylelikle yağ lekesi sabun molekülleri tarafında tamamen sarılıp ve temizlenecek yüzeyden ayrılır. İçinde yağ damlacıklarını barındıran bu sabun molekülleri ve yapısında çözülmüş yağı barındıran su yıkama suyuna emülsiyon adı verilir. Daha sonra bu çözelti durulama sırasında suyla beraber akıp gider.[1]
Kullandığımız musluk suları da kalsiyum ve magnezyum iyonlarının konsantrasyonu oldukça yüksek olabilir. Buda suyun sertlik derecesini artırmakta ve sabunlar üzerinde olumsuz etki olan sabunun kutuplaşmış kısmını bloke ederler. Böylelikle suda çözülmeyen ve yıkamada etki göstermeyen kalsiyum sabunları oluşur. Bu yüzden makinelerde kullanılan temizleyicilerde kalsiyum ve magnezyum tuzlarının yıkama esnasındaki olumsuz etkisini azaltmak için suyun sertlik derecesini düşüren çeşitli maddeler katılmaktadır
Dahada doğal ve tamamen doğadan ede edebileceklerimiz ile yapalım dersek, kül suyu ile sabun yapmayı deneyebiliriz. Oldukça zor ve zaman alıcı bir işlemdir.
Kabaca; topladığımız odun küllerinin üzerine külü geçecek kadar su koyuyoruz, 2-3 gün dinlendiriyoruz. Sonra suyu süzüp bir kaba alıyoruz. Örneğin; 10 litre su elde ettik, bunu kaynatarak 1 litrelere kadar hacmini düşürüyoruz. elimizde kalan 1 litre su ile normal sabun yapımına geçebiliriz. burada önemli olan suyun bazikliğinin mümkün olduğunca yükseltilmesidir. Yani sabun tepkimesini yapacak kadar derişik hale gelmesi gerekiyor.
Doğal sabun yapım yöntemleri nelerdir ?
Soğuk Proses Yöntemi: Kısaca; Bitkisel, zeytinyağlı soğuk proses doğal sabun yapımında kullanılacak yağlar 50-55 derecelere kadar ısıtılıyor. Hazırladığımız sulu NaOH’in (Sodyum hidroksit) (Kostik) ısısıda 50-55 derecelerde olmalı. Sodyum hidroksit çözeltisini yavaş yavaş ısıtılmış olan yağa karıştırarak döküyoruz. El blenderi ile hızlı bir karıştırma yaparak 3-5 dakika içerisinde sabunumuz belirmeye başlar. Bulamaç hale gelince kalıplarımıza döküp soğumaya bırakıyoruz. 24 saat sona kalıptan çıkarıp kesebiliriz. Bu yöntemi daha sonra detaylı olarak anlatacağım. Bu yöntem evde veya avrupada doğal sabun yapan kişilerce tercih ediliyor. Avrupada bu yöntemle büyük hacimlerde üretim yapan yerler mevcut.
Kaynatma Yöntemi: Kısaca; bire bir oranında su ve yağı bir tencerede kaynatmaya başlıyoruz. Kaynadıktan sonra üzerine yavaşa yavaş karıştırarak Sodyum hidroksit çözeltisini döküyoruz. sürekli karıştırarak sabunlaşmanın tamamen bitmesini bekliyoruz. Sabunlaşma işlemi bitince, üzerine tuzlu su çözeltisi gezdiriyoruz. Tuzlu su sabundaki fazla kostiği temizlemede kullanılıyor. yarım saat kadar dinlendiriyoruz. Sabun yukarıya çıkacak, suda aşağıda kalacaktır. Üst kısımdaki sabunu kepçe ile alıp kalıplarımıza dökebiliriz, 24 saat sonra kalıptan çıkarıp kesebiliriz. Bu yöntem genelde köylerde sabun yapımında kullanılır.
Yarı kaynatma yöntemi: Kısaca; İşlemler soğuk proses sabun gibi olacak. Sadece değişken olan yağ ve kostik sıcaklığımız 85 derece civarlarında olmalı. Karıştırdıktan sonra beklemeye alıyoruz. Sabun iç sıcaklığıyla beraber ısı kaynağı olmaksızın kaynayıp köpürecek, ilk köpürme geçince tekrar karıştırıp kalıba dökmeye hazır hale gelir. Bu yöntem bazı yöre köylerinde kullanılmaktadır. Bu yöntemi de daha sonra detaylı olarak anlatacağım.
Kaynatma yönteminde genel olarak kostiğin fazlası kullanılır, fazla kostik tuzlu su ile atılır. Soğuk proses yöntemlerinde kullanılacak yağlara göre bir NaOH (sodyum hidroksit) miktarı belirlenir. Amaç kostiğin tamamen bitmesidir, bunu sağlamak içinde %5 oranlarında hesaplanan NaOH miktarından daha fazla yağ koyulur. Böylece sabunlaşma bittikten sonra yağ kalacağı için vücuda zararlı kostik kalıntısı kalmaz.
Her yağın kendine göre bir sabunlaşma derecesi vardır, buna SAP denir. Her yağda kendi içinde ayrılabilir, aldığımız bir parti zeytinyağı ile ikinci kere aldığımız zeytinyağının sabunlaşma dereceleri farklı olacaktır. En iyi çözüm her aldığımız yağın sabunlaşma derecesini tayin etmektir. Evde yapacaklar için bu zor olacağından, genel olarak belirlenmiş yağların sabunlaşma dereceleri vardır. Bunlardan yararlanılır. İnternet üzerinde kullanılacak SU-NaOH miktarını hesaplayan hesap makinaları mevcut. Hesaplarımızı buna uygun olarak yapabiliriz. Hesaplarda % 5 fazla olacağı için ufak tefek sorunları tolera etmiş oluyoruz.
Kullanılacak yağların asitlik dereceleri yapacağımız sabunların kalitesine etki eder. Zeytinyağı için benim kullandığım yağ 5,5 asitlikte bir yağdır. Eğer yağınızı zeytinyağı satan yörelerden alırsanız, sorduğunuzda onlar asitlik derecelerini söylerler. Marketlerden alınan yağların asitlik dereceleri düşük olduğundan sabunlaşma reaksiyonu hızı yavaşlayacaktır.
Her yağın sabuna kattığı özellikler vardır, kimi köpürmeyi sağlar, kimi kremsi bir doku elde ettirir, kimisi sert sabun yapmaya elverişlidir.
Sabunun özellikleri
Sabun yüzey aktif bir maddedir. Su veya organik maddelerde çözündüğü vakit bu sıvıların yüzey gerilmelerini azaltır ve sıvı içerisindeki maddeleri yüzer vaziyete getirir. Mesela sabunlu suyla eller yıkandığında, kirler sabun molekülleri etkisiyle gevşer ve su içinde yüzmeye başlar, akan su ise bu kirleri elden uzaklaştırır. Magnezyum ve kalsiyum tuzları yönünden zengin olan sert sularla yapılan yıkanmalarda sabunun asit kökü bu iyonlarla çözünmeyen tuzlar meydana getirerek çöker. Sudaki sertliğe sebep olan iyonların hepsinin bu şekilde çöktürülmesinden sonra köpük dolayısıyla temizleme işlemi başlamış olur.
Sabun kullanılma amacına göre imal edilir. Genel olarak suda çözünebilen ve çözünmeyen olmak üzere iki sabun cinsi vardır. Suda çözünebilenler, yağ asitlerinin sodyum veya potasyum tuzudurlar. Bunlar genel temizlik maksadıyla kullanılırlar. Suda çözünmeyen sabunlara sert sabun denir ki, bunlar alüminyum, kalsiyum, magnezyum, baryum, lityum, çinko, kurşun, kobalt ve bakır gibi katyonları ihtiva eden yağ asidi tuzlarıdır. Suda çözünmediği halde, organik sıvıların içinde çözünebilirler. Sabun, yağlama, organik jelatin vasıtası, organik reaksiyon katalizörü ve vinil plastiklerinin dengeye getirilmesinde kullanılır.
Sabunun bileşimi
Sabun yapımında kullanılan monokarboksilli asitlerden en önemlileri, doğada serbest olarak bulunan 12, 14, 16 veya 18 karbon atomu ihtiva eden yağ asitleridir. Bu yağ asitleri, yağlarda gliserinleştirilmiş olarak bulunur. Sabun yapımında en çok kullanılan yağ cinsleri hayvanlardan elde edilen iç yağlar, pamuk yağı, hidrojenlenmiş bitki yağları, balık yağı vs.’dir. İç yağlar, hidrojenlenmiş yağlar ve balina yağından yapılan sabunlar katı ve suya dayanıklıdır. Hindistancevizi yağı ihtiva eden yağlardan yapılan sabunlar suda kolay çözünür ve bol köpük yapar. Sodyum stearat oldukça sert sabun olup, küçük köpüklüdür. Köpükleri de oldukça kararlıdır. Traş sabunları bu türdendir. Köpüklerin küçük ve sık olması sakalları bir arada tutarak traşın kolay olmasını sağlar. Suda çözünebilirliğini arttırmak için, sodyum stearata potasyum stearat da ilave edilir. Sert sodyum stearat sabunu, 60-100 derece arasında sıcak suda iyi temizleyicidir. Sodyum stearat kozmetik, krem, losyon ve buna benzer maksatlarla da kullanılır. Suda kolay çözünebilen ve düşük su sıcaklıklarında da temizleme gücü büyük olan ve mayi sabun olarak bilinen yumuşak sabun yağ asitlerinin tuzudur.
Evde sabun imali
Kaliteli banyo ve el sabununu evde yapmak mümkündür. Evde biriken yağ, iç yağ, kuyruk yağı veya bunların karışımı sabun yapılarak değerlendirilebilir. Bu maksatla evvela yağ kaynatılarak süzülür ve 40 dereceye kadar soğutulur. Kostik soda, su ile karıştırılıp kaynatılarak 25 dereceye kadar soğutulduktan sonra, bu iki sıvı ağır ağır birbirine karıştırılır. Karışım tahtadan kalıplara dökülerek sabun elde edilir. Bu sabunun bileşimi 0,4 kg kostik soda (NaOH), 1,2 litre su ve 2,7 kg yağdır.
Sabunun temizleyici etkisi, suyu çeken ince bir tabaka ile yağ parçacıklarını sarabilme yeteneğinden doğar. Evlerde kullanılan sabunlar, doğada bulunan bitkisel ve hayvani yağlardan elde edilen yağ asitlerinin tuzlarıdır. Serbest halde bulunan karboksilli asitlerden de çeşitli sabunlar yapılabilir.Sentetik temizleme maddelerinin kullanıldığı 1930 yılından itibaren aynı manada kullanılan sabun ve deterjan kavramları birbirinden ayrılmıştır. Sabunun tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Pompei’deki lav örtüsü altında kalan toprakta sabun kalıpları bulunmuştur. Modern sabun imali, 19. yüzyılda Fransız kimyageri, Eugène Chevreul’ün sabunun bir yağ asidi tuzu olduğunu göstermesinden sonra gelişmiştir. Tarihte, sabunlar genellikle sodyum, soda küllerinin ya da potasyum ve tuzlarının ve yağlı asitlerinin kül suyuyla sabunlaştırma tepkimesine girmesi sonucu elde edilirlerdi. Temeldeki yağların hidrolizi gliserol ve rafine sabunu oluşturur. Sabun, temizleme amacı yanında kozmetik, losyon, krem, sprey, ilaç yapımında kullanılır. Endüstride boya, plastik döküm, metal çekme işlerinde, sentetik kauçuk ve plastiklerin birçok türünün imalatında, su geçirmez tekstil üretiminde, metallerin paslanmasını önleyici yardımcı malzeme olarak birçok alanda kullanılmaktadır.
Evde Sabun Nasıl Yapılır- Evde Sabun Yapımı Kaliteli banyo ve el sabununu evde yapmak mümkündür. Evde biriken yağ, iç yağ, kuyruk yağı veya bunların karışımı sabun yapılarak değerlendirilebilir. Bu maksatla evvela yağ kaynatılarak süzülür ve 40 dereceye kadar soğutulur. Kostik soda, su ile karıştırılıp kaynatılarak 25 dereceye kadar soğutulduktan sonra, bu iki sıvı ağır ağır birbirine karıştırılır. Karışım tahtadan kalıplara dökülerek sabun elde edilir. Bu sabunun bileşimi 0,4 kg kostik soda (NaOH), 1,2 litre su ve 2,7 kg yağ koyulur ve sabun elde edilir ve rahatça kullanılır
Sabun Üretim Metodları : Sert ve yumuşak sabunlarda değişik yağ asitleri kullanılır. Ör : Külçe sabunlarda NaOH. Arap sabunu üretiminde ise KOH kullanılır. Bununla beraber SAbun fabrikasyonunda iki temel proses kullanılır.
1) Yağların potalarda sabunlaştırılması
2)Yağ asitlerinin nötralizasyonu
1) Potalarda Yağların Sabunlaştırılması : İşlem açık kazanlarda olur. Isıtma direkt olur. Kazan 3 ayrı kısma bölünür. Sabun yapılırken yağ evvela kazanda ısıtılır. Seyreltik bölmeden başlanarak serbest yağ asitleri nötralize edilir. Sonra kaynatmaya başlanır. Sabun oluşunca akıcı yapmak için bir miktar NaOH çözeltisi akıtılır. Bu işlem rxn süresini kısalttığı için redüksiyon ismi verilir. Bundan sonra fazladan fazladan NaOH çözeltisi eklenerek sabun çözeltiden ayrılır. Bu esnada ortam fazla sıcak olduğundan sabun yarı sıvı halde yüzeye çıkar. Alttaki çözelti akıtılır. Kalan sabuna bir miktarsertliği giderilmiş su katılır ve sabun piştik bir hal alır ve kalıplara dökülerek kalıplanır. 2) Yağ asitlerinden sabun üretimi : Üretim, paslanmayan çelikten yapılmış açık kazanlarda yapılır. Önce NaOH ve Na2CO3 direkt istimle kaynatılır. İçine sıvı veya erimiş yağ katılır. İyice karıştırılır. Meydana gelen sabun tutkalı NaCl ile tuzlanarak ayrılır. Sabun üretiminde kullanılan yağlar :
1) Don yağı : Ençok kullanılan yağdır. (% 70 )
2) Gresler :%20
3)Polmist yağı, polm yağı zeytinyağı, ayçiçek yağı, pamuk yağı, mısırözü yağı
Arap sabunu üretimi : Doymamış yağ asitleri (ayçiçek yağı hemen alınır ve 70 c derecede ısıtılır. Sonra ısıtma kesilip KOH verilir. Sonra tekrar ısıtılarak 98 c dereceye yükseltilir. Bu sırada köpüklenme olur. Bunu önlemek için bir miktar su katılır. İşlemin sonuna doğru viskoziteyi ayarlamak için % 5 oranında Na2CO3 verilir. Su ile merhem kıvamına getirilir. Tenekelre konarak satılır.
Sabun Çeşitleri :
Kıvamına göre ikiye ayrılır.
a) Sert sabunlar
b) Yumuşak sabunlar
Sert sabunlar (Na sabunları ) :
1) Külçe sabunlar (sodyum sabunları)
2) Külçe – Tutkal sabunlar ( çekirdek sabunları)
3) Tutkal sabunları
Sabun Üretiminde Kullanılan Katkı Maddeleri ve Fonksiyonları :
1) Tinopol : Optik beyazlatıcı
2)Titendioksit: Sabunun rengini açmak için kullanılır.
3) Türpinol : (SC)
a)Antioksidan
b)Ağır metal katyonlarını sağlar.
c) Stebilizatördür.
4) Tansil: Ağartma toprağı olup don yağının rengini açar. 5) Blauhit : Sabun hamurunun pişmesi sırasında sabunun rengini açar. 6) Bistanol :
a) Cildin kurumasını önler
b)Dış yüzeye parlaklık verir.
c) Çatlamayı önler ve iyi köpürür.
d)Sabuna plastiklik kazandırır.
7) Edta : Metal katyonlarını komplex şekilde bağlar. 8) Cosevin : Sabunun bozulmasını önleyen antioksidanlardandır. 9) CMC :
a) Sabunun yüzey aktifliğini arttırır.
b) Lifteki kirleri taşır ve obsorplar
10) Calgon :
a) Ca Mg iyonlarını bağlar, suyu yumuşatır.
b) Kirlerin liflere yapışmasını önler.
11) Komperland (KI) :
a) Köpükte stabilite sağlar.
b) parfümü bağlar
c) Cildi korur
d) Köpük yapımına etki eder.
12) Linolin :
a) Cilde yumuşaklık verir.
b) Cildi nemli tutar.
13) Lusidol : Renk açmak için kullanılır. 14) Vazelin : Linolin ile aynı işlemi yapar. 15) Kükürt : Dezenfektan özelliği gösterir. 16) Alüminyum sülfat : Suların temizlenmesinde kullanılır. 17) Na Hipoklarit : Tortu sabunlarının rengini agartmada kullanılır. 18) Hipoklorik asit : Suların yumuşatımında kullanılır. 19) Fosforik Asit : Sodyum klorit ; Agartmada.
Sabunun Zararları Nelerdir?
Sabunlar; günlük hayatımızda temizliğin büyük bir parçası olan kimyasal ürünlerdir. En basit terim anlamıyla, bir asit ile (yağ asidi) bir bazın (alkali) reaksiyonu sonucu oluşan tuza verilen addır. Sabun üretiminde kullanılan yağ miktarı ile baz miktarının iyi ayarlanması gerekmektedir. Aksi takdirde cilde zarar vererek tahrişe neden olabilirler.
Piyasada birçok çeşidi bulunan sabun; marka, şekil, renk, koku ve ambalaj ile birbirinden ayrılmaktadır. Gelişen teknoloji ile bitkisel sabunlar ve antibakretiyel sabunlar da hayatımıza girmiştir
Sabun kullanımı temizlik açısından kaçınılmaz olup kullanıldıktan sonra cildi kurutma özelliği olduğundan nemlendirici kullanılması önerilmektedir.
Sıvı sabunlar daha az mikrop yaydığı düşüncesiyle daha çok kullanılmaya başlanmıştır. Ege Üniversitesi’nin yaptığı araştırmalara göre sıvı sabunun elimizdeki açık yaralara temas etmesi durumunda cilt kanseri riskini artırmaktadır ve hatta Ankara Onkoloji Hastanesi’ne yapılan başvurularda son 4 yılda Cilt Kanseri hastalarının %94 oranında arttığı bildirilmiştir.
Antibakteriyel Sabun
Son yıllarda kuru ve sıvı sabunların yerini almaya başlayan antibakteriyel sabunlar piyasaya sürüldü. Mikroba karşı savaşmada daha güçlü olduğu düşüncesiyle alıp kullandığımız bu sabun acaba gerçekten de mikroplarla savaşarak sağlığımıza katkıda bulunuyor mu?
Mikrop bulaşmasını ya da çoğalmasını önlemek için antibakteriyel sabunlarda triklosan diye bir madde kullanılmaktadır. Bu kimyasal maddenin kas ve iskelet sistemini bozduğu ortaya çıkmıştır.
Triklosan Nedir?
Antibakteriyel sabunlar, diş macunları, deodorantlar, traş losyonları, kozmetikler gibi birçok üründe kullanılan bir maddedir. Yaklaşık olarak 40 yıldır bilerek veya bilmeyerek kullandığımız bu maddenin zararları ise 2000’li yıllarda yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Zararları;
*Klorla birleştiğinde kloroform gibi kanserojen madde oluşumuna neden olmaktadır.
*Bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç kazanmasına sebep oluyor böylece tedavi süreci uzayabiliyor.
*Hormonları olumsuz yönde etkiliyor.
*Vücuttan uzun sürede atılmalarının yanı sıra doğada da kolay çözülmeyip zarar verebiliyor.
*Çocuklarda alerji ve egzamaya neden olabilir.
Proceedings of the National Academy of Sciences isimli tıp dergisinin son sayısında yayımlanan araştırmada fare ve balıklar üzerinde triklosan maddenin etkileri test edilmiş ve bu maddeye maruz kalan farelerde kalp fonksiyonlarında 20 dakika içinde % 25, kol kavrama kuvvetinde ise 1 saat içinde % 18 azalma olduğu belirlenmiştir. Balıklar üzerinde yapılan testte ise balıklar 7 gün süre ile triklosan bulunan suda bekletilmiştir. Sonuç olarak ise yüzme aktivitelerinde ve yırtıcı hayvanlardan kaçma durumlarında trikloson bulunmayan suya oranla yavaşlama olduğu gözlenmiştir. (Vatan Gazetesi)
Cildimiz için kullandığımız ürünlerin içeriğini, yararlı veya zararlı yönlerini bilmek aslında en güzeli. Bunun içinde çok araştırmak gerek doğru ama gelişen teknoloji ile hepimizin elinin altında internet var. Sadece sosyal paylaşım sitelerini kullanmak yerine biraz da sağlığımız ve gelecek nesillerimiz için yatırım yapmak zor olmasa gerek.
Sabun kendini kurutur cildi nasıl kurutmasın..
--------------KAYNAKLAR---------------
wikipedia
nasilyapilmali
bilgebilgi blogcu com
seckim com
guncelkaynak